Bir parti sadece bir organizasyon biçimi, bir isim, afiş, bireyler topluluğu (bunlar kuşkusuz önemlidir) değildir. Bir Marksist için devrimci bir parti, her şeyden önce program, yöntemler, fikirler ve gelenekler, ikinci sırada ise bu fikirleri toplumun en geniş katmanlarına taşımak için bir örgüt ve bir aygıttır.
Marksist parti, en başından itibaren, proletaryanın genel tarihsel deneyiminin özeti olan teori ve programa dayanmalıdır. Bu olmadan, hiçbir şeydir. Devrimci bir partinin inşası her zaman, partinin tüm ömrü boyunca omurgasını oluşturacak olan kadroları bir araya getirmek ve eğitmek gibi ağır ve zahmetli bir çalışmayla başlar.
Sorunun ilk yarısı bu. Ama sadece ilk yarı. İkinci yarı daha karmaşıktır. Fikirlerimiz ve programımızla işçi kitlesine nasıl ulaşılır? Bu hiç de basit bir soru değildir.
Geniş kitle katmanlarına ulaşmanın görevi ve yöntemleri hakkında daha fazla bilgi için, Ted Grant'in kaleme aldığı Rus marksistlerine bir mektup olan “Kitle Örgütleri Üzerine” yazısına bakınız.
Neden devrimci bir parti olmalı?
Marksist bir eğilimin görevi, işçi hareketinin engin deneyimini genelleştirerek işçi sınıfının hafızası olarak hareket etmektir. Başka bir hareket içinde ayrı bir eğilim olarak bulunmanın bir anlamı yoktur. Tarihten bir şey öğreneceksek onu incelemenin temel amacı hem başarıların hem de yenilgilerin derslerini öğrenmeye çalışmaktır. O da şudur ki, işçi sınıfı toplumu dönüştürmeyi başaracaksa, işçi hareketinde teorik, strateji ve deneyim açısından önceden eğitilmiş kadrolarla yıllar boyunca özenle inşa etmek gereklidir. Devrimci fırsatlar sonsuza kadar sürmez. Eğer toplumu dönüştürmeyi başaramazlarsa, o zaman kaçınılmaz olarak yönetici sınıf, kendi sistemlerini savunmak için onları ezecektir. Ne yazık ki işçi sınıfının iktidarı ele geçirmeye yönelik birçok girişiminin tarihi böyledir. Örnek olarak Şili'de 1970-73 arasında yaşanan ve kanlı bir Amerikan darbesiyle biten olayları gösterebiliriz. Devrimci bir partinin birdenbire ortaya çıkması beklenemez. Bilinçli bir şekilde inşa edilmeli ve işçi hareketinin mücadelelerinden ve halihazırda var olan örgütleri, partileri ve sendikaları içine alan uluslararası alanda da bu inşa süreci sürmelidir.
Devrimci bir partinin ve önderliğin varlığı, sınıf mücadelesinin sonucu için, milletler arasındaki savaşlarda ordunun ve genelkurmayının kalitesi kadar belirleyicidir. Devrimci parti, savaşın patlak vermesi üzerine gelişine ve doğaçlama bir genelkurmaylık kurulamayacağı gibi yine aynı şekilde plansız ve doğaçlama olarak var olamaz. Yıllar ve on yıllar boyunca sistematik olarak hazırlanmalıdır. Bu ders, tüm tarih, özellikle de yirminci yüzyıl tarihi tarafından gösterilmiştir. İşçi sınıfının büyük devrimcisi ve şehidi Rosa Luxemburg, devrimin itici gücü olarak her zaman kitlelerin devrimci inisiyatifini vurguladı. Bu konuda kesinlikle haklıydı. Bir devrim sırasında kitleler hızla öğrenir. Ancak devrimci bir durum, doğası gereği uzun süre dayanamaz. Toplum kalıcı bir mayalanma durumunda tutulamaz, ne de işçi sınıfı sıcak bir aktivizm durumunda tutulamaz. Ya zamanında bir çıkış yolu gösterilir ya da fırsat kaybedilir. Deney yapmak veya işçilerin deneme yanılma yoluyla öğrenmesi için yeterli zaman yoktur. Bir ölüm kalım durumunda, hatalar çok pahalıya ödenir! Bu nedenle kitlelerin “kendiliğinden” hareketini örgüt, program, perspektifler, strateji ve taktiklerle, kısacası deneyimli kadroların önderliğindeki devrimci bir partiyle birleştirmek gerekir.
Kapitalizmin kendi kendine otomatik olarak çöküşü olmayacak ve her kriz bizim için işleri daha da kötüleştirecek. Yalnızca işçilerin uluslararası alanda bilinçli mücadelesi ve devrimci bir liderliğin inşası, kapitalizmin tabutuna son çiviyi çakabilir. Bu bir darbeyle ya da mevcut hükümete karşı bir komployla değil, kitlelerin bilinçli ve ortak mücadelesiyle olur. Hepimiz farklıyız ve bir gecede aynı sonuçlara varmamız, bir sabah aynı anda uyanıp bir devrim gerçekleştirmemiz beklenemez. Hepimiz farklı zamanlarda farklı olaylar yoluyla öğreniriz. Bu insanları toplumu değiştirme görevine çekmek için devrimci bir eğilim mevcut olmalıdır.